2 Ağustos 2010 Pazartesi

Yazmak gelmiyor içimden...

Evet!!!
Yazmak gelmiyor içimden.
Zaman bulamıyorum!!!
Bahane!!!
Yemek yapmak gelmiyor içimden.
Sıcak!
Yatıp dinlenmek istiyorum, üstüme anneeeeeeee diye bir canavar atlıyor. Yanağıma bir öpücük... Sevgi dolu bir sarılış, yanağıma yumuşacık bir yanak değiyor...

(Hayatta sen kime değer verir, kim üzülmesin diye özen gösterirsen, o tam tersinden anlar...
Sen o üzülmesin diye ince düşünürsün, ama o seni baş düşman, baş suçlu ilan eder...
Sen doğum gününde bir telefon beklersin bir adım atsın diye, ama atmaz, çünkü hala anlamamıştır neden olduğunu...
Demek ki sen onun için, onun senin için değerli olduğu kadar değerli değilmişsin...)

7 yıldır bitmeyen bir Aşk...
1 buçuk yıllık bir meyve...
20 gün sonra 6. yıl dönümü...
İşte Mutluluk....

kitap kitap kitap...

Uzun süredir elimin altında olan ama bir türlü okumaya başlayamadığım Son Ada ya başlamış hatta ortalarına gelmiş bulunuyorum. Uçurtma Avcısından sonra çok akıcı gelmiyor ama, yazar darbeci bir başkanı ve onun sessiz herkesin kaçış noktası olan adayı nasıl değiştirdiği anlatıyor...