21 Ağustos 2010 Cumartesi

Korkulu Rüya Ateşve CRP!!!

Canım oğlum çok ciddi bir hastalık geçirdi geçtiğimiz hafta...
Pazar olan kırgının üstüne, pazartesi ateşimizde hafif çıkınca doktora gittik, boğaz enfeksiyonuna benziyordu ve gerekli ilaçları aldık ama tüm o antibiyotik ve ateş düşürücüler ateşini düşüremedi. 40 derecelere kadar ateşi ile tüm geceyi suyun altında geçirdik.Sabah ilk işim doktorunla konuşup hemen hastaneye götürmek oldu seni.Ateş düşürücü almana rağmen ateşin 38.9 du...
Boğazlarında bir gecede müthiş derecede yaralar oluşmuştu...
Hemen acil' e yattık ve kan alınması o kadar zor oldu ki senden yüksek ateşten dolayı damar yolu patlıyordu.
En sonunda ayağının üzerinden damar yolu açıldı, ateş düşücüler antibiyotikler, testler...
O küçücük sen bezgin, yorgun...
Hızla sonuçlanan test sonucunla hastalığın ortaya çıktı CRP (vücud da en fazla 5 değerinde olması gereken bir mikrop diyelim) düzeyin okadar yüksekti ki..
CRP 74.5...
Nasıl kaptın bu mikrobu bilmiyorum, doktorun yakın temas ile olabileceğini ve salgın olduğunu söyledi.
2 geceyi uykusuz geçirdik, hala geceleri uyanıp senin ateşini kontrol ediyorum, hala antibiyotiklere devam virüs gerekli düzeye düşene kadar rahat yok bize...
Ama çok şükür ki sağlığına kavuştun,  kuzeninle güzel bir gün geçirdin, bol bol oynadın...
Seni çok seviyoruz bitanemizsin bizim...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Ahh bıcırığım benim


Annecim senin bu sıralar ne kadar çok işin var.Senin hızına yetişemiyoruz tatlım.Ya kaşını patlatıyorsun ya dudağını...Bir bakıyorum yemek masasının üstündesin bir bakıyorum koltuğun tepesinde aşağı atlamak üzeresin.Ne yapıcam nasıl koruyacağım seni bilmiyorum.Çok fazla üstüne düşen seni bunaltan yemek yemeğe zorlayan, pinpirikli bir anne değilim, ama artık endişeleniyorum.Çok gözü karasın.

Birde şu büyümüş de küçülmüş edaların yokmu!
İlla bardaktan içeceksin meyva sularını, illa kendin yiyeceksin meyvalaarını çatalını batırıp.
Şimdi birde kendi kıyafetlerini seçmelerinde başladı, havlunu alıp elimi tutup bici bici diyerek banyoya gitmemiz başka bir güzellik.Annecim sen çok hızlı büyüyüp benim küçük arkadaşım oldun artık.
Seni çok seviyorum bebeğim, gözünün içine bakmak, saçını koklamak, o küçük ayaklarını ısırmak bunlar tarif edilmez harika duygular.Allah anne baba olmayı nasip etmemiş ve çok isteyen herkese bu duyguyu yaşatsın inşallah.

4 Ağustos 2010 Çarşamba

Aysel Teyzemizi ziyaret ettik...

Bir süredir Aysel teyzemi yazlığına gidip ziyaret etmek istiyordum, hazır annemde orda iken bugüne kısmet oldu. Bir buçuk saatlik bir yolculuktan sonra yazlığına ulaştık, şimdi artık kışlarıda neden orada kaldığını anlıyorum.Öyle harika bir bahçe yapmış ki enginardan brüksel lahanasına, bamyadan brokoliye kadar herşey var.Tazecik, kimyasal yok, ilaç yok...Egehan bol bol domates yedi, tavuklara yani gıtgıtlara baktı.Otobüstede şekerleme yaptı.Güzel bir gün geçirdik, herşey için ellerine, yüreğine emeğine sağlık Aysel teyzemiz...

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Yazmak gelmiyor içimden...

Evet!!!
Yazmak gelmiyor içimden.
Zaman bulamıyorum!!!
Bahane!!!
Yemek yapmak gelmiyor içimden.
Sıcak!
Yatıp dinlenmek istiyorum, üstüme anneeeeeeee diye bir canavar atlıyor. Yanağıma bir öpücük... Sevgi dolu bir sarılış, yanağıma yumuşacık bir yanak değiyor...

(Hayatta sen kime değer verir, kim üzülmesin diye özen gösterirsen, o tam tersinden anlar...
Sen o üzülmesin diye ince düşünürsün, ama o seni baş düşman, baş suçlu ilan eder...
Sen doğum gününde bir telefon beklersin bir adım atsın diye, ama atmaz, çünkü hala anlamamıştır neden olduğunu...
Demek ki sen onun için, onun senin için değerli olduğu kadar değerli değilmişsin...)

7 yıldır bitmeyen bir Aşk...
1 buçuk yıllık bir meyve...
20 gün sonra 6. yıl dönümü...
İşte Mutluluk....

kitap kitap kitap...

Uzun süredir elimin altında olan ama bir türlü okumaya başlayamadığım Son Ada ya başlamış hatta ortalarına gelmiş bulunuyorum. Uçurtma Avcısından sonra çok akıcı gelmiyor ama, yazar darbeci bir başkanı ve onun sessiz herkesin kaçış noktası olan adayı nasıl değiştirdiği anlatıyor...