24 Aralık 2009 Perşembe

Geçen 10 ay...

Ayın 13' ünde Egehan dedesi ve babaannesine kavuştu.Tabi büyük bir kargaşa,gelen giden derken daha yeni yeni farkına varıyor.Onları görünce hiç yadırgamadı hemen atladı kucaklarına.
Şimdilerde ise onları ne zaman görmek istese kapıyı açtırıp o küçük parmağı ile yukarıyı gösteriyor.
Tabi yasakların olmadığı yer orası dimi , seni uyanık Egehan...
Egehan hızla büyüyor, yaklaşık bir buçuk ay sonra yaşını doldurmuş olacak.Nasıl geçti zaman anlamadım, daha oğlumun bebekliğine doyamadan oğlum büyüdü.
Nasıl geçti bunca zaman.
Egehan 7 aylık ilk dişini çıkardı, 8 aylık emekledi, 9 aylık sıralamaya başladı, 10 aylık 5 koca dişi var...
İlk Baba dedi :(
Şimdilerde bir alem, keyif aldığı mama sandalyesinde artık yemek yemez oldu, sürekli yürüyüşte, yetişmesi gereken çok yer var. Anca bu koşturmada ayaküstü birşeyler atıştıyor.
Salonun köşesindeki bambuları devirmek için tüm gün uğraşıyor.Ben izletmemek için ne kadar dirensemde baby tv izlemek için çıldırıyor...
En favori şarkısı
Bugün birinin doğum günü,
Bugün kimin doğum günü
Bugün Egehan ın doğum günü,
Bugün doğum günüm ,çok mutluyum bugün .... ( az kaldı annecim sabret)

bu şarkı çıkınca odasındaysa nasıl bir hızdır o sanki motor takmış koşa koşa geliyor tv nın karşısına...
Yemeklere gelince yoğurt yedirmek ve kahvaltı çok zorlaşmıştı ve bende biraz araştırma yapınca, anladımki benim oğlum mama sandalyesinde yemek istemiyormuş, Artık büyümüş ve biraz gezinerek yemek yemesi gerekiyormuş.Yürümeyi öğrenmeye başlayan bebekler artık özgür olmakve biryerlere bağlı kalmaktan hoşlanmıyorlarmış...
Ayrıca menümüzüde biraz değiştirdik...
Sabahları lorlu mısırunlu karışım, rafadan yumurta yı tercih ediyoruz, tabi peynir çeşitleri sürekli değişiyor, bazen ekmekle biraz içine ıhlamur ve peynir  şeklinde oluyor kahvaltımız...
Artık çok pişmiş yumurta sarısını ağzına sürmüyorsun Egitommm.
Yoğurtlara gelince ben yapınca 2 gün aynı yoğurt'tan sonra yemiyorsun, babymix ler içinde aynı şey geçerli...
Her ne kadar hazır yoğurt yedirmicem desemde yediriyorum...Yeter ki yesin diyorsun çünkü belirli bir dönemden sonra.Artık yemek seçmeler başlıyor malesef ve sende yeni alternatifler sunuyorsun.
Şimdi çilekli ve kahvaltılık için olan danonelerden yiyoruz, arada babymix de.
Bazı arkadaşların yeni anne olucak , bazıları ise Egitom dan bir kaç ay ufaklar ve sorunlar hep aynı...
Anne adayları korkulu bir bekleyişte...acaba sezeryanmı olsam? yoksa normal mı ? nasıl olacak acaba? herkes doğum yapıyor iste ne var neden korkuyorsun diye kendini yatıştırmalar...
Ama hep O an nezaman ve nasıl olacak diye bekleyiş.
Anne olanlarda ise; Ahh ishal oldu, ahh ateşi var, çok kustu, yoğurt yemiyor,katı gıdaya geçemedim vs....
Neden se hep anneler dertli...Tüm sıkıntı ve zorluklar annelerin üstünde... Bundan olsa gerek annelerin hakkı ödenmez....
Babaların tüm bunlara karşı tepkisini sizin yorumlamanıza bırakıyorum...

10 Aralık 2009 Perşembe

Üzücü bir olay

Bugün öğrendiğime göre, bazı kendini bilmez insanlar bloglardaki resimleri ve yazıları kullanıyorlarmış.
Bu nasıl bir insanlıktır! Bizler masum güzel birşeyleri anı olarak kenara koyarken onlar kötü emellerinde kullanıyorlarmış.Bu tabiki yasal değil; çok çirkin birşey.
Ne yapıcağımı bilmiyorum birçok arkadaşım gibi...
Davetli kullanıcıyı kullansam bir çok takipçime ulaşamayacağım yada  pekte tıklamak istemeyeceksiniz, şifre girme aşaması ile uğraşmak istemeyeceksiniz.Bundan sonra resimleri daha ufak ve üzerinde yazılar ile yayınlamayı düşünüyorum,resim kullanmadan pekte cazip olmuyor bloglar çünkü...
Ne zaman insan olmayı öğreneceğiz acaba???

9 Aralık 2009 Çarşamba

Uzun bir aradan sonra...

Uzun süredir ne resim ne de birşeyler yazamıyorum.En sonunda fotoğrafları yükledim.
Egehan 10 ay 2 günlük oldu...Ve ona yetişmek neredeyse imkansızlaştı.
Beni o kadar yoruyor ki hiç birşeye zaman ayıramaz oldum.
Ama herşeye değer onun bir gülüşü.
Canım oğlum benim kocaman bir delikanlı oldu.
Gitmek istediği yeri ve almak istediği nesneyi baş parmağı ile gösterip ıhhh diye sesler çıkarır oldu yaramazım.
Ufak adımlar atıp kafa, göz kırmayada başladı tabi:)
Zil çalınca birinin geldiğini ve kapıya gitmemiz gerektiğinide öğrenmiş benim oğlum.
Her zil çalışında kapıyı gösterip elimden tutup pıtır pıtır kapıya doğru gidiyoruz, kapıyı açıyoruz kafamızı hafif sağa doğru eğip, merdivenlerden kim gelicek diye bakıyoruz.
Ve karşınızda EGEHAN!









26 Kasım 2009 Perşembe

Kurban Bayramı

Bu bayram biraz buruk geçiyor bizim için.Bildiğiniz gibi anne ve babamız bu sene kutsal topraklarda.
Her bayram yediğimiz meşhur nohutlu ekmek ve baklavadan mahrumuz.Aslında belki bunlar bahane,büyüklerin yokluğu zor oluyormuş.Allah onlara uzun ömür versin.
Bazı arkadaşlarımız benim kendi annem ve babamı hacca uğurladığımı sanıyorlar onuda belitrmek istiyorum.Kayınvalide ve kayınpeder kelimelerinden pek haz almıyorum yada onların güzel kalplerine yakıştıramıyorum kendi anne ve babamdan bir farkları yok çünkü benim için.
Bu bayram yemeğini ben yaptım bu arada, beni tanıyanlar bilirler ne kadar marifetli olduğumu gerçi :)
Şimdi diyeceksiniz sabah sabah yemek mi? Evet!!! bizde böyle sabahları güzel bir tavuksuyu çorba, yahni, büryan, sütlaç, baklava(ama bu bayram yok...)
Hacılarımızla sabah  telefonla bayramlaştık ve annem belindeki kaymadan dolayı biraz rahatsızlanmış. Gelmelerine 16 gün kaldı. Sabırsızlıkla onları bekliyoruz.

Herkese hayırlı bayramlar...

17 Kasım 2009 Salı

Gezdim tozdum, Rahatladım....

Kaç gündür ne uyku uyuyorum ne de kendime zaman ayırabiliyorum.Tüm bunları geçiyorum arkadaşlarıma bile zaman ayırıp bir arayamıyorum.Sıkıldım,bunaldım.
İnsanın alışkanlıklarından vazgeçmesi kolay değilmiş,Ha gayret oğlum biraz daha büyüsünde rahatlayayım diye bekliyorum işte...
Egehan' la dışarı çıksan, istediğin gibi alışveriş yapamıyorsun , bakamıyorsun...
Ama tabi onsuz da olmuyor.Ahh keşke olsaydı şunlara bindirirdim, oynardı.. Ah ne severdi şunlarıda diyorsun içinden :)
Hayattaki en değerli varlığın senin bebeğin, ama bir yanda da işte böyle kendine zaman ayıramayınca bunalıyorsun.
Kitap okumayı özlüyorsun, bir arkadaşınla rahatçana kahve içip sohbet etmeyi özlüyorsun...Ama onsuz da artık bir hayat düşünemiyorsun.Yeni bir hayat var artık...
Buna alışmak daha doğru sanırım...
Ama tabi arada da kendine zaman ayırman gerek,birazcık mesela alışveriş yapmak gibi...
Her kadın için geçerlilik oranı ne kadardır bilinmez ama büyük çoğunluğumuz severiz alışverişi...
Şöyle attık mı mağazaya kendimizi ahh şunu denesem, şu kolye de evdeki elbisemle harika olur ,ahh bide elbise demişken onada ihtyacım vardı, Mesela şuan hala aklım o çizmelerde...Ama çok pahalılardı:(
Ahh anlatırken bile deşarj oldum valla...Bunu arada yapmalıyımm.
Artık blog' a birde alışveriş ile ilgili yazılar yazmaya karar verdim.
Kadın dediğin şık olmalı canım, dimi ama.Bakımlı olmalıı...

10 Kasım 2009 Salı

10 KASIM


ŞÜKRAN
GURUR VE
ÖZLEMLE
ANIYORUZ...
ATATÜRK gibi , ileriyi görebilen vatansever, milletini seven bir lider asla bu dünya üzerine gelmedi gelmeyecek. bugün onu taklit edenler bilsinlerki asla Atatürk gibi olamayacaklar.

6 Kasım 2009 Cuma

Ne gündü!!!

Sabah Egehan'ın aylık rutin kontrolleri için sabah 9' da çıktık evden, hastane pek bir kalabalıktı.
Herkes' de bir endişe ateş'li çocuklar ve test kuyrukları...
Hiçbiryere dokunmamaya çalışarak ayrıldık hastaneden.Tabi benim kıpır kıpır oğlum 50 gr almış bu ay.
Bu kadar az kilo almış:( Beslenme düzeni herşey normal ama şu durduğu yerde duramamadan kaynaklı sanırım.Sıkı bir beslenme programı verdi doktorumuz 7 günlük sonra yeniden tartılacak...
Sonra biraz gezinti yapalım dedik.Havada güzel mağlum bir daha böyle güzel hava kolay bulunmaz.Biraz Bakırköy' de alışveriş ardından Eminönü'ye geçtik.Otobüste Egehan herkese el salladı, şarkı söyledi,yanındaki dedenin omuzuna vurarak onunla ilgilenmesini söyledi:)
Sonra balıklara baktık, canlı kıpır kıpır aynı Egehan.
Ahh o balıkları alacaktı benim oğlum eline şöyle bi sıkıcaktı onları elinde:) Yüz ifadesi öyleydi yani...
Sonra yemek yiyelim dedik, büyük bir bebek koca bir içecek bardağını devirdi...Egehan hiç umursamaz bağıra bağıra şarkı söylüyor buarada...Herkes bize bakıyor...
Artık eve dönme zamanı...
Bebeğim patates kızartmalarını kaşla göz arasında mideye indirmiş, öyle bütün bütün...
Dönüşte takside süslenmiş püslenmiş annesin üstüne hepsini çıkardı...Bizde yine işte çocuk ne yapıcaksın ifadesi...
Ne yapıcaksın çocuk işte....
Artık eskisi gibi değil Nurcum hayat.....

3 Kasım 2009 Salı

Özür Dilerim.

Dün akşam haberleri izlerken dehşete kapıldım.Evet uzunca bir zamandır bu böyle ölümler,savaşlar,kan davaları,cinayetler,tecavüzler,tacizler,hastalıklar...Hep kötü haberler, hep içimizi acıtan şeyler duyuyor,görüyor, yaşıyoruz. Şimdi ise ölümcül bir virüs dolaşıyor ortalıkta mağlum domuz gribi...Nasıl korunucaz ve seni nasıl koruyacağız bilmiyorum oğlum.Umarım herşey fazla abartılıyordur.Birde aşı karmaşası var.Bir kısım olma taraftarı iken bir kısım olmama taraftarı.Benim ve babanın kafası karışık .Şimdilik beklemede ve gelişmeleri takip etmekteyiz.Yapılcak pekde birşey yok aslında.
Tüm bu karmaşa bizim zihinlerimizi bulandırırken bir yandada GDO lu gıdalar hoppp meclisten sessiz sedasız geçmiş... Sanki bilsek birşeyleri değiştiricez ya. Nedir bu? Neden doğal değil hiçbirşey? Neden biz insanoğlu doğal olanı bozmak için bu kadar uğraşırız.Neden tohumların genetiği ile oynarız.
Gelecek nesli yok etmek için mi?
Peki bu domuz gribi neden oldu?
Biraz düşünsek bulucaz mı?
Off bizler nasıl insanlarız. Neden dur diyemiyoruz. Benim gibi düşünen bir çok insan varken , neden hep düşüncede kalıyoruz.
Çocuklarımız için  geride nasıl bir ülke nasıl bir dünya bırakıyoruz.Saygının, sevginin, insanlığın olmadığı bir dünya.Para kazanmak için herşeyden çalan, insan sağlığını hiçe sayan, daha çok kazanayım, daha çok üreteyim diye herşeyin içine bir tutam hile katan.Eee ne yapıcaz şimdi grip olmayalım diye evden çıkmıyacağız kimseyle el sıkışıp görüşmeyeceğiz.Aman gdo lu üründür diye hiç bişey yemeyeceğiz çünkü artık üzerinde bir ibarede yazmayacak! Aaa bu arada okumayacağız da çünkü gerçekleri yazan yazarlar tek tek yazamıyor yada yazdırmıyorlar! Yazıcak okadar çok kelime haykırıcak okadar çok şey var ki!
Ordan oraya atlayıp durduyorum ben oğluma böyle bir dünya bırakmak istemiyorum ve böyle bir dünyaya onu getirdiğim için  özür dilemek istemiyorum.
Onlar bizim geleceğimiz ve şuan için tek yapacağımız bu ülkeye sahip çıkacak bireyler yetiştirmek.

Sevgiler...

31 Ekim 2009 Cumartesi

Arda' yı bekliyoruz...


Dün Oğlumla henüz dünyaya gelmemiş arkadaşını ziyarete gittik.Odasını gördük,eşyalarına baktık..
Annesi büyük bir heyecanla Arda'yı bekliyor, artık herşeyini tamamlamış...
Hadi minik bebecik seni bekliyoruz.
Egehan şimdiden senin oyuncaklarına göz koydu ona göre;)

29 Ekim 2009 Perşembe

Biz Kocaman Bir Aileyiz...




Evimiz pek bir sessiz oldu...
Egehan da yokluklarını hissetti sanırım gittiklerinden bu güne kadar kucağımdan inmiyor. 2 gündür yüklediğim resimlerin altına iki satır yazıpta yayınlayamadım.
Merak edenler için yazıyorum çok iyilermiş 8 gün medinede kalıp, mekkeye geçeceklermiş.
Özlem var tabiki telefonda ses titremeler olmuyor değil ama onlar hep çok istedikleri bir şeyi gerçekleştiriyorlar, Allah kabul etsin ve gerçekten yürekten isteyen herkese nasip etsin..

Cumhuriyetimizin 86. yılı Kutlu Olsun...



Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey Hürriyet!
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!
Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!

25 Ekim 2009 Pazar

HACCA YOLCULUK



Uzun zamandır yazma fırsatı bulamıyordum...Mevcut Egehan telaşıma Annem ve Babamın kutsal topraklara ulaşma yolculu eklendi. Çok güzel ve karmaşık duygulara büründük ailecek. Annem ve Babam çok heyecenlı ve duygulular...Sevenleri, dostları sağolsun o kadar çok ki evimiz misafirlerle doldu taştı...Gelen gelmeyen, arayan aramayan herkeze çok teşekkür ederiz. Bugun hayırlısıyla Annem ve Babamı Hac ca yolluyoruz...Güzel Allahım onları davet etti ve seçtiği şanslı kulları arasına koydu, hayırlısıyla gidip dönmelerini nasip eder inşallah güzel Allahım... Gönülden dua ediyorum ki niyeti,isteği olan herkezin kutsal topraklarımıza gitmeyi güzel Allahım kabul etsin hayırlısıyla gitmek nasip olsun. Aydın annesinden basasından, egehan babanesinden,dedesinden belirli süre ayrı kalacaklar bu ayrılık hepimiz için biraz hasret dolu olacak ama bu güzel bir bekleyiş ve  hasret olacak inşallah. Egehan dedesinin kucağında zıplamayı çok severdi bakalım şimdi kimin kucağında zıplayacak...
Bugun bizim için çok uzun ve duygusal olacak....

13 Ekim 2009 Salı

8 Ay 1 Hafta





Egehan dünyaya gözlerini açalı tam 8 ay 1 hafta oldu; zaman nasıl geçti anlayamadık ve anlayamıyoruz da...
Git gide yaramaz, cin bişiy oluyor benim oğlum. Şimdi aman kendi oğlunu övüyor diyeceksiniz biliyorum;)
İlgi alanları genişliyor...
Tv kumandaları, kablolar, bilgisayar, telefonlar, anahtarlar, kitaplar ve kalemler bir numaralı oyuncakları...
Ben ne kadar onları saklayıp; oyuncaklarını çıkarsamda o allem edip kallem edip buluyor yine kurcalayacak birşeyler...
Dün kaşla göz arasında kocaman kaseyi indiriverdi halının üstüne mesela.
Mama sandalyesi ile masadaki yerini de aldı ama şimdilik biraz masadan uzakta çünkü örtüyü çekip bir kaç kez masayı devirdi!!!
Sürünerekte olsa emeklemeler başladı ancak; yine buradanda muzurluk çıkarabiliyor Egehan ve sürüne sürüne gidip halının kenarlarını yiyor!!!
Ufff ne yapıcam ben ya! Tüm bebekler mi yapıyor bunu ,yoksa Egehan mı!
Bir de uyku sorunu.
Egehan doğduğundan beri geceleri uyur, gündüzleri pek uyku ile aramız yoktur.Ama artık geceleride daha sık kalkmak istiyor sanırım üst dişleride patladı patlayacak ondan...
Ya gündüz bir bebek uyumaz mııı..........
Çığlık atmak istiyorummmm.... 20 şer dakikalık 3 kez uyku...
Ama herşeye rağmen o gülüşünü görünce kalbim yumuşacık oluyor, seni seviyorum.

4 Ekim 2009 Pazar

Yeni keşfimiz...


Size yeni bir keşfimizden bahsetmek istiyorum...
Bizim tadımız damağımızda kaldı, size önermeden geçemeyeceğim...
Artık her eminönüye gittiğimizde uğrayacağımız yerler listesinde baş sıralarda yer alıyor:)
Yeni açılmış küçük bir dükkan, tek başına, çok temiz bir beyefendi işletiyor. Tüm tatlılar günlük yapılıyor.
Bugüne kadar gördüğünüz baklava ve tatlıları unatacağınız bir yer diyorum.
adı Develi...Mutlaka uğrayın bu tatdan mahrum kalmayın...

Şeker gibi bir hafta diliyorum...

30 Eylül 2009 Çarşamba

Mandalina ile tanışma





Önce şöyle bir baktı nedir bu böyle?
Sonra ımmm birazda ekşimi ne dedi...
Sonra çok güzelmiş ifadesi belirdi yüzünde...
Sonra kesmedi Egehan ı biraz sandalyenin tadına bakmak istedi...
Biraz uğraştı; ve Başardı...
Benim oğlum taktımı kafasına yapar;)


Arkadaşlar Egehandan zaman bulup yazamıyorum ki ...
Aksattığım dostlarım lütfen kızmayın bana hep aklımda hep gönlümdesiniz....

22 Eylül 2009 Salı

İlk Bayram ve İlk Hastalık

Bayram sabahı babamız namaza giderken kalktı Egehan , pek bir keyifsizdi, hafif ateşi vardı.
Ama yüzünde yinede gülücükleri eksik değildi...
İlk Bayram yemeği için tüm aile yine hep beraberdik, kayınvalidemin özenle yaptığı yemekler ve baklava yendikten sonra akrabaları gezmek için yola çıktık.
Egehanım onun için özenebezene aldığımız bayramlıkları giydi bir güzel poz verdi ama hala keyifsizdi.
Ve bir kaç saat sonrada ateşi yükselmeye başladı, apar topar eve döndük ,ateş düşürücü verdik , biraz uyudu ama belliki bir yerleri ağrıyordu hiç rahat değildi.
En son ateşi 38.8  e kadar yükseldi ve hemen doktoru arayıp , ılık bir duştan sonra hastanenin yolunu tuttuk.
Biraz boğazlarda kızarıklık dışında bir sıkıntı yoktu; iki ateş düşürücüyü aralıklı kullandık.
Bugün ancak kendine geldi Egehan...
Vücut hastalanmamak için epey direç gösterdi ve başardı sanırım...

(Tüm gece sevdim oğlumu, onunla konuştum ve bu sabah iyileşmiş olarak kalkıcağını söyledim ona...Sanırım bununda büyük etkisi var :) )

Sağlık dolu bayramlar...

17 Eylül 2009 Perşembe

Karşınızda Çakıl ve Bambam

Anne olmak çok zor!!! Hiçbirşeye YETİŞEMİYORUMMMM....
Egehan gitgide yaramaz bir çocuk olmaya devam ediyor, bugün karyolasından düşmek üzereyken yakalım...
Nasıl korumaya tutunup ayağa kalktı, nasıl sarktı bilmiyorum...Tek hatırladığım kafa üstü düşmek üzereyken yakaladığım...
Ankaradan halamız Mina ve Yiğit geldiler...
Bu resimleri babannemizde iftar yemeği öncesi çekmeye çalıştım ama açlıktan olsa gerek onlarla pek ilgilenip güzel pozlar yakalamadım...
Biri baksa diğeri bakmadı...
Egehan; yine neresini yesem şu kızın diyo...
Mina ; aman bir biberon süt olsa yada farketmez yeterki içecek birşey olsun diyor içinden...
Yeni ve güzel fotoğraf eklicem en kısa zamanda.

Bu arada birkaç gündür blogumu ve blogger sayfasını açamadım.Şimdide zor zahmet oraya buraya gir ancak açıldı. Sanırım genel bir sorun oluştu.Forum sitelerinde aynı sorundan muzdarip insanlar var...

Konudan konuya atlıyorum ama uzun süre yazmayınca birikiyor...





3 Eylül 2009 Perşembe

Onunla hayat bir başka...

Hayattaki en  güzel şey senin gibi harika bir çocuğa sahip olmak olsa gerek...

30 Ağustos 2009 Pazar

BÜYÜYEN FENERLİ...







Her geçen gün büyüyen Fenerbahçe'li oğlumuz dün evimize iftara gelen sevgili dostlarımız Duygu ve Erdinç'ın(çok zayıflamış gördüm seni:)) oğlumuza getirdiği ve babasının çok memnun kaldığı Fenerbahçe hediyeleri için çok ama çok Teşekkürler...

Umarım dün akşam memnun kalmış ve keyif almışsınızdır.

Sizi seviyoruz,Sizde hayırlısı ile 4-5 ay sonra kızınız veya oğlunuzu( cinsiyeti belli değil) sağlıklı bir şekilde kucağınıza almanızı tüm kalbimle dileriz.
Kartal Spor'a Başarılar...

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Canım Kocam Benimmm

Bugün seni neden bu kadar çok sevdiğimi bir kez daha hatırlattın bana...
Herşey için teşekkürler...
Seni SEVİYORUMMMM.

21 Ağustos 2009 Cuma

EVLİLİK...




Evet sevgilim bugün bizim evlilik yıl dönümümüz...
Geriye dönüp baktığımda gecen her gün seni bana,beni sana
daha sıkı bağladığını görüyorum. Hayatımın en doğru kararı
seninle bir hayat geçirmeyi istemek olmuş.
Allahım o kadar şanslı bir insanım ki senin gibi bir eşe sahip olduğum için.
Hani derler ya her insanın bir yarısı vardır diye...
Evet var buna tüm kalbimle inanıyorum sen benim yarımsın,beni tamalayansın,

2004 senesinden bugüne o kadar şey oldu ki hayatımızda...
Kimi zaman üzüldük,
Kimi zaman caresizdik
Kimi zaman umutsuz
Kimi zaman mutlu
Kimi zaman huzurlu...
Ama hep yanyana,kalp kalbeydik.
Önümüze çıkan engelleri aşmayı,mutlu ve huzurlu olmayı hep istedik...

Şimdi canımızdan çok sevdiğimiz oğlumuz Egehanımız var yanımızda...
Hayatımıza,yaşantımıza yeni bir renk, yeni bir mutluluk getirdi...
2 kişilik bu yolculuğumuza bundan sonra Allahın izniyle 3 kişi olarak devam edeceğiz...

Canım Karıcığım seni çok seviyorum sen benim harşeyimsin, en değerli varlığımsın....
Bugün seni dünden yarın bugünden daha çok seveğim...

Hayatımın Aşkı...

İlk Diş



Bugün Egehan pek bir kıpır kıpırdı, bir çekilmezdi...
Malum Ramazanın ilk günü ondan mıdır nedir? :)
Akşam ilk iftarımızı babaannemizde yapıp, evimize geçtik...
Biraz oyun oynayalım Egehan erkenden uyumasın, bizi gece rahat bıraksın derken, bir baktım Egehanımın sol alt dişi PATLAMIŞ...
Hemen haber uçurduk aile büyüklerine...
Sonra EGEHAN yatağa, güzel mışıl mışıl bir uyku çekmeye...
Ve bizde kahvelerimizi alıp bir ohhh! çekiyoruz iki aşık:)

Hep güzel günlere...

16 Ağustos 2009 Pazar

Egehan'ın aklı fikri yemekte...




Ahh Egehan ahh!!
Tüm gün enerji dolu oğlum uyudu ve annesi kendine bir bardak adaçayı alıp geçti bilgisayarının karşısına...
Kıpır kıpır bir bebek Egehan.Beni öyle çok yoruyor ki, gün nasıl geçiyor bilmiyorum.
Sürekli elinde bişeyler, ne bulsa ağzında, hep boğaz derdin de:)
Bana gitgide bağlanıyor ve ben buna dur demek istesemde olmuyor!
Dişler kaşınıyor, ek gıdalara alışılıyor, insanları tanıyor...
ve Egehan büyük bir hızla büyüyor.
Onur abisi ve babaannesi ile geçen hafta çektiğim resimleri anca yükleyebildim bu arada:( Egehan ın en keyifsiz olduğu anlarda bile gülümseyeceği tek insan Onur sanırım...

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Dostluk


Uzun süredir yazmak istediğim bir konu vardı ama fırsat bulupta şuraya iki satır yazamadım.
Belki iyi oldu bilmiyorum çok sinirliydim ve neler yazardım bilmiyorum.

Kaç gündür düşünüyorum da ben hiç hayatıma hak etmediğini düşünmediğim kişileri sokmamıştım.
Benim için önemli olan şeyler belkide, başkaları için önemli değildir...
Benim dostum benim verdiğim sırrı saklar, benim dostum benim onun iyiliği için yaptıklarımı bilir...
Benim ve Aydın ın dostu bizim ne kadar iyi niyetli olduğumuzu ve herkesin mutlu olmasını istediğimizi bilir...
Bizim dostumuz bizim arkamızdan arkadaşlığımızı sorgulamaz, eğer sorgularsa zaten dostumuz olamaz.
Dost dediğin insanı öyle kabul etmektir,yeri gelince görmezden gekmektir ama asla arkasından konuşmak ve onun ağzından saçma sapan yalanlar uydurmak değildir...
Sen artık benim dostluğumu kaybettin, bizi ve sana verdiğimiz desteği kaybettin o kadar.
Ben hiç bir zaman eşimin arkadaşlıklarını sorgulamadım, heleki birde zor günümde yanımda olmuşsa, asla. Çünkü bildim ki o Dostum!

Ama sen bilememişsin, belki bundan sonra daha mutlu olursun, kendi kavramına göre dostluklarınla.


Benim Öyle güzel dostlarım varki, kendim için her dua ettiğimde onlar içinde dua ediyorum, hayatında mutluluğu hak eden ve onun için uğraş veren insanlara.
(Gerçek dostlarım alınmasın bu yazı için lütfen)

Gerçek dostluklara...
Nurgül

6 Ağustos 2009 Perşembe

Kağan bebek





Canım lise arkadaşım Tuğba ya gittim dün, 5 aylık hamile iken onunda bir bebek beklediği haberini almış çok sevinmiştim.
Lise 1 ve 2 de beraberdik Tuğba ile.3 de okullarımız ayrıldı ama biz ayrılmadık dahada fazla görüştük aksine...
Unutulmaz güzel günler geçirdik,bir süre görüşmedik benim yüzümden ama yine buldum Tuğba mı...Oda kıyamadı bana:)
Herşeyimizi paylaştık, birlikte ağladık, birlikte güldük, güzel günlerdi...
Dün de güzel bir gün geçirdik oğluşlarımızla, ikimizde anneyiz artık...
Bundan sonra daha sık görüşmek dileğiyle,
Çok iyi ve güler yüzlü ev sahibliği için teşekkürler.