26 Ocak 2010 Salı

Gelin sizde bir meyve ağacı dikin


Dünyada 10 yılda bir yağmur yağmaktaymış ve biz bu sene o 10 yıllık dönem içerisinde bulunmaktayız.
Bu nedenle yediğimiz meyvelerin çekirdeklerini ; kayısı, şeftali, kiraz, vişne, erik vb. çöpe atmayıp yedikten sonra kurutup mayıs ayında her gün dışarıya çıktığımız bir yerlere bu çekirdekleri ekebiliriz. Ben geçtiğimiz yaz boyunca bir çok meyve çekirdeği biriktirdim ve bu bahar Egehan ile gittiğimiz heryere bir tane ekmeyi planlıyorum.
Bu yolla ekilen meyve ağaçlarının yarısı yeşeriyormuş... Ve böylece ekonomik yoldan ülkemiz yeşermekte olacak.Bu uygulamayı Tema yapmakta ve teşvik etmektedir.
Bu çekirdeklerin çöpe atılması milli bir servetin yok olması demek olduğunuda unutmamak gerekli.
Çocuklarıma gökdelenleri ve betonları değil, yeşilin güzelliğini gösteren bir dünya bırakalım.

24 Ocak 2010 Pazar

Kar ile tanışma



Tatlı oğlum benim, dün baya yorucu bir gün geçirdi.Yürüme çalışmaları yapıyor ve heyecandan uyumak istemiyor.Zorla dün öğlen uyuttuk ve uyandığında etraf beyaza boyanmıştı. Dışarıya çıkarmadık seni Egehancım ama camdan biraz beyazın güzelliğine baktık.Sen yine herzaman ki gibi ilk gördüğün herşeye yaptığın gibi o heyecanlı tepkini verdin.
Aaaaaa aaaa!!!
Biraz camdan kar aldık, elledik, sonra baktık su oluverdi, suyu yaladın :)
Sonra koca bir tabak çorba içtik.
Akşam saatlerine doğru iyicene yürüme derdine düştün, birde girişteki büyük aynanın önüne geçip sürekli kendinle konuştun, öyle hararetli şeyler anlatıyorsun ki...Biz geçtik karşıdan seni izledik. Sanki karşında bir aradaşın var sende ona başına gelen birşeyleri anlatıyorsun.Alemsin yani...
Saat akşam 10 ve sen hala uyumadın!
Gece 12' i ye kadar koltuk ve tv ünitesi arasında yürüyüp durdun...Bu sabah uyandığımızda iş işin salona gelmek oldu, kaldığın yerden devam etmek için :)
Seni seviyorum bebeğim, tüm bu maskaralıklarını, en ufak müzik sesinde hemen dans etmeni, heyecanlı tepkilerini...
Keşke hiç büyümesen ve böyle kalsak, zaman dursa...

18 Ocak 2010 Pazartesi

Komik anlar...



Egehan 1 yılı geride bırakıcak kısa bir süre sonra.
Şöyle resimlerimizi kurcaladım ve bu komik anları tekrar hatırlamak güzel olur dedim :)

16 Ocak 2010 Cumartesi

Egehan gezmelerde...

Ah Egehan gezmek olunca nasılda cin gibisin!
Artık kim kapıdan dışarıya çıkıcak olsa, Egehan onun kucağında :)
Eeee kim sevmez ki gezmeyi!


Hastalık ve Diş


Perşembe akşam burnumuzda hafif bir akıntı oldu ve  tüm gece uyku nedir bilmedik,Egehan doğduğundan beri ilk kez bir gece bu kadar uyumamıştı.
Biz perişan...
Ateş yok, öksürük yok! Sadece burun akıyor ve büyük lokmaları yutamıyordu yani biraz boğazlarımız şişti...

Sabaha karşı 2 saat uyuduk, Onun dışında yarım saatte bir çığlıklarla uyandı kuzum.
Uyandığında cin gibiydi, hiç uyumadan nasıl bu kadar enerji yüklü oluyor anlamıyorum.
Doktorumuzla telefonlaştık, öksürük artarsa getirin ama hafif bir soğuk algınlığı gibi gözüküyor dedi.
İlaçlarımızı içtik, sonra bir baktım ki Egehan'ın 2 aydır bir türlü patlayamayan dişi patlamış.
Uykusuzluğun sebebini anlaşıldı böylece.
Diğer dişler ilk dişin gibi kolay çıkar inşallah bebeğim...

Seni çok seven annen.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Kadın dediğin...

Kadın dediğin şöyle kibar olmalı, bakımlı, duruşunda asalet olmalı.
Kaba saba kadın olur mu?
Aman oluyor işte!
Saygı diye bir kavrama sahip olmazsa bir insan, olur herşey olur...
7 metre uzunluğundaki havuza balıklama atlar insan!
Etrafımda kim var rahatsız edermiyim demez! O koca poposuyla tüm suyu dışarı taşırır...
İnsan önce cüssesine bakar kardeşim...

11 Ocak 2010 Pazartesi

yemek yemek yemek


Beni tanıyanlar bilirler tam bir yemek tutkunuyumdur.
Her yemeği denerim ve gelişmiş olduğuna inandığım bir damak tadım vardır.Yaptığım yemeklerin tariflerini bir ajandada tutuyorum ama sanırım biraz daha modernize etmek adına artık internet ortamına taşımaya karar verdim.Evet yemek blogları ve sitelerinden geçit yok ama benimki biraz daha arkdaşlarım için olacak bir blog.
Yavaş yavaş şekillenecek, umarım beğenirsiniz.
Sevgiler...
İsteyenler için;
http://www.yemegingizemi.blogspot.com/

11.ay





Egehan büyüdükçe ben daha az yazar oldum. Kızmayın çünkü oğlum sürekli oyun oynamak istiyor. Eee anneside pek yoğun ya geziyor ya spor yapıyor :)
Egehan o kadar sevimli olduki arkadaşlar gelip görenler bilir!!! Bazı arkadaşlarımızı pek göremez olduk ama!
Artık her kapı gıcırtısında oyun oynuyor benim oğlum...
Oyuncakları ile odasında 10 dakikada olsa oynayabiliyor.
Bol bol BABA diyip, başı sıkışınca anniiiii diyor.
Karnı acıkıyorsa mame istiyor.
Kuru ekmek yemekten büyük zevk alır oldu, bende böyle sürekli elinde yemek için bişeyler istediğini düşündüm ve ona kuru üzüm aldım. Çok hoşuna gitti ama evin her yerinden üzüm çıkıyor.
Tek elimi tutup tüm evi beraber geziyoruz ama hala yürüme belirtileri yok, sanırım yaşından önce yürüyemeyecek biraz cesarete ihtiyacımız var.
Akşam babası ve bana bir sürü muzurluklar yaptı...
Babası dikkat et kafanı vurucaksın dedikçe numaradan kafasını dolaba vurdu, ben öksürünce taklidimi yaptı, sonra biz kaşlarımızı çatıp kızma numarası yapıncada bize dil çıkardı :)
Egehan sen bunları nerden öğrendin kuzum...
Artık anneliğin en zevkli bölümüne geçiyorum sanırım, evimize neşe getirdi oğlum kahkahalarımız eksik olmuyor artık evimizde.
Allah herkese böyle güzel, neşeli günler nasip etsin.
Şimdi sırada Egemin 1 yaşı için doğum günü planları kaldı.
Evet onun için çok fazla algılayamayacağı bir gün ama herşey güzel olsun istiyorum. Belkide kendim için istiyorum 1 yılın emeği için...
Egehancım seni çok seviyorum...



Spor



Egehan a hamile kaldığımdan bu yana yürüyüş dışında spor yapamıyordum.Ama geçtiğimiz hafta çok yakınımızda olan ve bizim bir türlü farkedemediğimiz sporevi' ni bir arkadaşımızın bize söylemesi ile hemen kayıt yaptırıp başladık.
Bir kaç günlük zor geldikten sonra hemen alıştık...
İçerisi çok güzel fitness ardından havuz,sauna,buhar banyosu, haftanın 3 günü gidiyorum ve hemen kendimde ki farkı hissettim:) Egehan' dan kısa süreli haftanın 3 günü ayrılıyorum. Sanırım buna ihttiyacım varmış...
Herşeyden önce sağlık için spor yapmamız gerekiyor.
Lütfen arkadaşlar kendimiz için biraz zaman ayıralım...

3 Ocak 2010 Pazar

Hoşgeldin ARDA TOPRAK

Uzun süredir beklediğimiz ve annesinin karnını çok seven Yakışık Arda dün Dünyaya gözlerini açtı.
Hoşgeldin küçük bebecik...